24 Mart 2012 Cumartesi

Gadir

90`ların başı. Kastamonu, Gazi Stadyumu. 3. ligin gediklisi Kastamonuspor ev sahibi takımdır. Takım kaptanı 40`larına merdiven dayamış Kadir`dir. Kadir, artık geçim sıkıntısı mıdır yoksa futbol aşkından mıdır, Renault servisinde çalışmasına rağmen bi yandan da memleketinin takımında top koşturmaktadır. Şimdi nasıldır hiç bilmiyorum ama çocukken bile 3. lig ve Kastamonuspor için rahatlıkla dünyanın en zevksiz futbolunun oynandığı lig ve takımlar diyebilirdim. Neyse konuyu dağıtmadan, yine zevksiz bir maçın sonlarına doğru Kastamonu, kaptan Kadir`in de yardımıyla 5 farkla öndedir. Hiç bir zaman nasıl atak yapılıp nasıl atıldığını hatırlayamayacağım 5 tane gol.. Maçın sonlarına doğru emektar kaptan Kadir, orta çizgi yakınlarında topu kapmış, sol kanattan yardırarak çalımlarla ilerlemekte, iki veya üç sıra önümüzdeki bir adam da - hadi oğlum Gadir, yürü oğlum Gadir! diyerekten bağırmaktadır. Adam kaptan Kadirin her çalımında daha da coşmakta ve yürekten bağırmakta, taraftar olarak bizlerde heyecanlanmaktayken, korner direğine doğru iyice yaklaşan Kadir inanılmaz kötü bir ortayla topu outa göndermiştir. Paralel kurguda Kadir topla ilerlerken adam - yürü oğlum gadir, hadi aslanım gadir, yürü lan gadir! kadir topu dışarı atar, tüm tribün susmuştur; adam sessizliği yırtarcasına -anayn amına goyim gadir..
Bu hikayeyi ilk anlattığım arkadaşım olm gadiriz lan biz dedi.. Biz tam bir Gadiriz!!.. Hatta daha sonra başka bi arkadaşa daha anlatmış o da` -ben de Gadir`im demiş.. biz garip bi şekilde üç arkadaş o günden beri isimlerimizle çağırmamaya başlayıp, bir birimize -Gadirim nasılsın, -iyiyim gadirim diye hitap etmeye başladık.. yaklaşık 10 yıl oldu ve ben ilk başladığımızda bu geyiği çok sorgulamamıştım.. Ulan şimdi bakıyorum da harbiden Gadiriz lan biz.. Kaybetmenin zevkini almak, o topu auta da atsan o top için 90. dakikada depar atmak, sadece sahada durmanın bile yeterli olduğu, sevdiğin insanlarla sevdiğin işi yapmak lan Gadirlik..
Hee şunu da bil, saha dışından küfreden, işler iyi giderken destekleyen, güce tapan diilsen sende bi Gadir`sin.. Sadece haberin yok :)

Enjoy...

4 Mart 2012 Pazar

Diskotek

şöyle bir yazıda bahsi geçmiş.. hoşuma gitmedi desem yalan olur..




Panik - Diskotek


Projeye ilk başladığımızda, produksiyon planlamasını yaparken az da olsa türk müzik piyasası için normal sayılabilecek bir bütçemiz olduğunu düşünüyorduk. (yada yayıncı şirketin vaadettiği rakam desek daha doğru) Ve tüm planlamamızı ve ön hazırlığımızı(senaryo,ekip,ekipman) bunun üzerine şekillendirmiştik. Ancak çekimlere çok az bir süre kala bahsedilen bu "az da olsa" bütçenin karşılanamayacağı haberi üzerine, son anda senaryoyu değiştirip, parasızlıktan piç olacağına bırakalım kitsch olsun düsturunu edinerek,sıfıra yakın bir bütçe ve ekipman olarak bir kamera ve 500wtlık iki ampül ile gerçekleştirdiğimiz bu işe girişme kararı aldık.
Tema olarak kullandığımız "Atla Gel Şaban" komedisinin; şarkının da teması olan "tam gaz ilerleyen ancak hiç bir yere gitmeyen" türk müzik piyasası eleştirisi ile taban tabana örtüşmesi de, her ne kadar izleyiciyi ve bizi görsel olarak tatmin edememiş olsa da, videonun kendi adıma en önemli öğesiydi.
Vay arkadaş ne formal bi dil kullanırmışım.. Her neyse bu sayfanın kişisel bir blog olmasının nimetlerinden yararlanarak buradan; cekildiğinden yıllar sonra bile, tüm olanaksızlıklara rağmen, karşıma hep olumlu eleştirilerle çıkan bu iş için başta projenin en başından itibaren yardımcı olan dostlara, çekim günü tüm imkansızlıklara rağmen sabırla çalışan konuk oyunculara ve bu güzel şarkı için çalışma imkanı sağlayan Panik grubuna teşekkür ederim..
Bu arada "olm ne oluyo ya bugun şu tarzı bi oturtamamışsın bi formal bi sevgi kelebegi olmuşsun" demeyin a dostlar.. rejimdeyim acım a dostlar :)
poşet dolusu sevgiler..